İçindeki sese kulak veren her insan özüne ulaşabilir

İnsanlar, bildikleri ve içinden gelen şeyleri neden saklarlar ve neden eleştirilme ve baskı görmekten korkarlar? Bunun öncelikli sebebi tecrit edilme (uzaklaştırılma) ve yalnız bırakılma korkusudur!

***

Uygarlaşmış insanın en temel korkularından biri delirmektir. Kişinin ruh sağlığını koruyabilmesi için de başka insanlarla birlikte yaşaması gerekir. Kişi her ne kadar kendini toplum içinde güvende ve sağlıklı hissetse de zamanla bu birliktelik öyle yoğunlaşır ki toplumun düşünceleri bireyin düşüncelerinden daha güvenilir hale gelir.

***

Birey, bu şekilde kendine yabancılaşır ve ruh sağlığını korumak gittikçe zorlaşır. Kimi zaman toplumun insanlık dışı baskıları da olabilir. Birey bu baskıcı düşünceleri reddeder. Bunun sebebi bireyin içinde var olan insanlıktan dışlanma (kendi yerine başkası olma) korkusudur. Yani insanlıktan dışlanma korkusu toplumdan dışlanma korkusundan daha ağır basar.

***

Fakat insan toplumun önerdiğini değil de kendi hayatını yaşamaya başlayınca bu yabancılaşma sonlanır ve kişi insanların özünde bir olduğunu fark eder. Böyle bir durumda da ayrım yapmadan her insanı anlamaya çalışır, kendini anlayarak diğer insanları daha çok anlamaya başlar ve “tek insan” kavramını keşfeder.

***

Aynı şekilde dinler de bu görüşü destekler. Onlara göre insan ırkı aynı ataya dayalıdır ve bu ortak atadan geliş nedeniyle, bütün insanlar aynı özelliklere sahiptir. Özünde biri birinden farklı değildir.

***

Tabii ki yıllar ve düşünceler insanı değiştirir fakat bunlar yüzeyseldir. Öze inildiğinde her insanda bulunacak şey aynıdır. İnsanın özünde birdir ve ona odaklanarak sorunlarının üstesinden gelinebilir. İçindeki sese kulak veren her insan özüne ulaşabilir.