🏛️Nemrut Dağı ve Tümülüsü
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağındaki dev heykeller 2150 metre yükseklikten, iki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını izlemektedir. Nemrut Dağındaki bu heykellerin ihtişamı günümüzde insanları hala büyülemeye devam etmektedir. Bu yazı, GAP Turlarının vazgeçilmez rotalarından biri olan Nemrut Dağını ayrıntılarıyla ele alıyor. Hazırladığım “Nemrut Dağı Gezi Rehberi”, tarihçesinden gezilecek yerlerine kadar bütün Milli Park hakkında bilgi veriyor.

Dünyanın 8. Harikası olarak bilinen, Nemrut Tümülüsü, günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce, Anadolu’nun eşsiz bir köşesinde, en kutsal yer olarak seçilmiş Nemrut Dağında, Kommagene adında bir Krallığın hükümdarı Kral l. Antiochos adına yapılmıştır.

Nemrut Dağı’nın zirvesinde, Kral l. Antiochos’un kemikleri veya külleri, 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki; 30 bin metreküp kırma taş ile örtülü tepenin altında, ana kayaya oyulmuş bir mezar odasının içindedir.
Kral Antiochos, 2150 m. yükseklikte kendisi için bir mezar planlayıp, mezarının doğu ve batı cephesine hazırlattığı platformlara Doğu ve Batı Medeniyetlerinden tanrıların heykellerini diktirerek mezarını tanrıların tahtı ve dinlerin kesişme noktası yapmak istemiştir.
Anadolu’nun ayakta kalan en büyük ve açılamamış en ilginç tümülüsü olan bu yığma tepenin etrafı heykeller ve stellerle donatılmış Doğu ve Batı olmak üzere iki büyük terasa ayrılmıştır.

Kommagene, batıda Roma; doğuda da Part tehlikesine açık bir bölgede kurulmuş küçük bir tampon krallıktı. Antiochos’un hükümdarlığı altında altın çağına ulaşan Kommagene, bu iki gücün amansız saldırılarına rağmen yıllarca bağımsızlığını korumuş ve en parlak dönemine ulaşmayı başarmıştır.
Kommagene’nin son rahibinin, Kral 4. Antiochos’un Romalılara yenilmesinden sonra, M.S. 72 yılında, Nemrut Tapınağı’nın terk edilip yalnızlığa bırakıldığı tahmin edilmektedir.
Başka yerde benzeri bulunmayan Nemrut Tümülüsü, yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleri ve konumu, yapım amacı ve hikayesiyle 1988′ den beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer almaktadır.
Nemrut Dağı ve çevresindeki toplam 13.850 hektarlık bir alan Milli Park ilan edilmiştir. Sadece heykellerin bulunduğu Nemrut dağı değil; çevresindeki, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Arsemia Antik Şehri, Milli Park sınırları içinde yer almaktadır.
📝Nemrut Dağı Tümülüsü’nün Tarihçesi
Nemrut Dağı’nın 2150 metre yükseklikteki zirvesinde l. Antiochos için yapılmış yığma mezar (Tümülüs) ve hem doğu hem de batı eteğindeki terasta yer alan anıtsal heykeller Helenistik Döneme tarihleniyor.

Nemrut Dağının adı, dünyanın ilk büyük hükümdarı olan Nemrud’dan gelmektedir. Sonradan bölgeye yerleşen Hristiyan halk Tümülüs hakkında bilgisiz oldukları için, Eski Ahit’te adı geçen efsanevi Nimrod’un eseri olduğunu sanmışlar ve onun ismini vermişler.
Kral l. Antiochos, annesinin Hellen, babasının da Pers soyundan gelmesinden dolayı Batı ve Doğu arasında köprü oluşturmak için Nemrut Dağının her iki yamacına heykeller diktirmiştir. Bu sayede bir dünya dini yaratıp, Nemrut Dağı’nı onun merkezi yapacak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlayacaktı.

Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnetini göstermek için kireç taşı bloklarından 8-10 metre yüksekliğinde heykeller yaptırmıştır.
Antiochos‘un soyu, Yunan ve Pers karışımıydı. Annesi Kraliçe Laodike Büyük İskender’in soyundan; babası Mithradates Perslerin ‘Kralların Kralı’ dedikleri l. Darius’un soyundan geliyordu. Anthiochos’un babası onu çok genç yaştayken bir Seleukos prensesi olan İsias Philostorgos ile evlendirdi. Aşkla ilgisi olmayan bu evlilik tamamen politikti.

Antiochos babası l. Mithradates’e çok büyük saygı duymuştur. O tahta geçtikten sonra Nemrud Dağı’ndaki tapınağın tasarımında oğluna yardımcı olmuştur. Antiochos babasına çok derin bir saygı duysa da annesi Laodike’yi her şeyden çok sevmekteydi.
Bu, birçok yazıtta annesi hakkında sevgiyle bahsetmesinden anlaşılmıştır. Ayrıca, annesine, tanrıça anlamına gelen Thea ismini verip onu da Nemrud Dağı tanrılarının heykelleri arasında kendisi gibi ölümsüzleştirmiştir.

Böylece, Zeus’ heykelini annesiyle ortasına alarak, solunda Theos lakabıyla Kommagene Kralı olarak kendisini, Zeus’un sağına da Thea olarak Kommagene’nin anasını yani annesi Laodike’yi koydurmuştur.
Sırasıyla Kommagene Krallığı’nın gökyüzü hakimiyetini temsil eden koruyucu kartal ve yeryüzü hakimiyetini temsil eden koruyucu aslan, Kral I. Antiochos, Kommagene (Tyche), Zeus-Oromastes, Apollon- Mithras ve Herakles-Artagnes heykelleri yer alır.

Kommagene olarak anılan bölgede babası, I. Mithradates tarafından kurulan bağımsız krallık, oğlu I. Antiochos (M.Ö. 62-32) döneminde önem kazanmıştır ve M.S. 72’de Roma’ya karşı kaybedilen savaşlar sonucunda bağımsızlığı sona ermiştir.
Kommagene Krallığı’nın yıkılmasından yaklaşık iki bin yıl sonra, Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) Müdürü Osman Hamdi Bey, 1883’te bir ekiple Nemrut’taki kazı çalışmalarına başladı.

Tahtların arkasında Kral Antiochos’un 237 satırlık dini ve sosyal içerikli vasiyeti (Nomos) bulunur. Terasın kuzey ve güneyinde Kommagene Krallığı’nın Pers soyuna ait krallarının kabartma stelleri vardır.
Heykellerin önünde ateş sunağı (Altar) ve yanında oturan aslan heykeli vardır. Batı ve Doğu teraslarını bağlayan 180 metrelik bir tören yolu olan Kuzey Terası’nda da tamamlanmamış stel ve kaideler hala görülebilmektedir.
ll. Dünya Savaşı’ı sonrası Amerikalı arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner bölgede araştırma ve kazı yaptı.
Nemrud Dağı 19. yüzyılda Alman bilgin Karl Sester tarafından keşfedildi. Keşfi takiben Türk arkeolog Osman Hamdi Bey dağdaki ilk kazıyı başlattı. Çalışmalar zaman içersinde Türk, Alman ve Amerikalı arkeologlar tarafından sürdürülerek bugüne getirildi. Bu çalışmalar arasında Profesör Derner ve Profesör Goell ve Profesör Sencer Şahin’inkiler en kayda değer olanlarıdır.
📌Nemrut Dağı Gezi Rehberi
📍Nemrut Dağı ve Tümülüsü Nerede Nasıl Gidilir?✈️
Nemrut Dağı, Adıyaman ilinin Kahta ilçesinde yer alan Toros dağlarının zirvesinde yer almaktadır. Konum
Araç ile: Nemrut Dağına gitmek için önce Adıyaman il merkezine ve daha sonra Kahta ilçesine geçmelisiniz. Kahta’dan kalkan özel dolmuşlar ile nemrut dağına geçebilirsiniz.
Uçak İle: Adıyaman Havalanı’na her gün Ankara ve İstanbul’dan uçak gelmektedir. Havaalanından Adıyaman’a ve Kahta’ya havaş veya özel transferlerle de gelinebiliyor. Havalimanı özel transfer yada havaşla Kâhta merkeze ya da Adıyaman 20 km, Nemrut Dağı için Kâhta’ya geliyor.
Önemli: Kahta’dan Nemrut Dağına, gruplara özel otobüslerle ya da şahsi araçlarla gidebilirsiniz. Herhangi bir toplu taşıma sistemi yoktur. Kahta merkezden, Nemrut Dağına özel transfer fiyatı ortalama 300 TL‘dir. Mevsime, kişi sayısına ve bölgenin yoğunluğuna göre fiyatlar değişebilmektedir. Özel Transfer ve Danışma için Ramazan Dişkaya’dan gezifatihi ismini vererek yardım alabilirsiniz: 05324372724
- Özel minibüslerle, Kahta – Nemrut Dağı 50 km (1 saat).
- Adıyaman- Nemrut Dağı: 1 saat 20 dk.
- Şanlıurfa – Adıyaman Arası 2sa. 42 dk. 200 km
- Gaziantepten – Adıyaman Arası 3sa 42 dk.
⏰Nemrut Dağı Giriş Ücreti ve Açık Olduğu Saatler
Nemrut Dağı giriş ücreti: 50 TL
Yaz Dönemi (1 Nisan -31 Ekim) | 05:00 – 20:00 |
Kış Dönemi (Aralık, Ocak, Şubat, Mart) | Kardan dolayı Kapalı |
☎️ Nemrut Dağı İletişim Numarası | (0416) 216 2929 |
- Nemrut Dağı, dini bayramların ilk günü öğleye kadar kapalıdır.
- Müze kart geçerlidir. Karşılama yerinden Müze kart alınabilir.
- Nemrut Dağı, öğretmen, öğrencilere (0-18 yaş) ve 65 yaş üstü ücretsizdir.
- Nemrut Dağı’nın 1 km aşağısındaki karşılama ofisi olarak bilinen binada müzeye ait kafeterya ve tuvaletler mevcuttur.
- Buradaki bina aynı zamanda gişe olarak da hizmet veriyor. Biletler bu noktada satılıyor.
- Hediyelik ve turistik alış veriş yapabileceğiniz mağaza bulunmaktadır.
🚶Nemrut Dağı ve Tümülüsü Nasıl Gezilir, Nereden başlamalıyım?
Nemrut Dağı Milli Parkı’na geldiğinizde, gezmek için takip etmeniz gereken sıralama şöyle:
👣 Nemrut Dağı gezisi en az yarım gün alan bir aktivitedir. Ziyaretçiler genellikle gün doğuma ya da gün batımını izlemek için burayı ziyaret ederler.
👣Kahta’ya geldikten sonra anayol üzerinden yada otelinizden daha önce anlaştığınız minibüsler ile Nemrut Dağı Milli Park alanına çıkıyorsunuz.
👣 Milli Park sınırları Kahta’dan 15 km sonra başlıyor. İlk durağınız Karakuş Tümülüsü olacaktır.
👣Karakuş Tümülüsünden hareket ettikten 15 km sonra Cendere Köprüsü‘ne hareket ediyorsunuz.
👣Cendere köprüsünü ziyaret ettikten sonra aracınıza tekrar binip Arsemia Antik Kenti’ne doğru hareket ediliyor. Yol gittikçe Nemrut Dağına doğru ilerliyor ve 15 dakika sonra yol üzerinde Arsemia Antik Kentini ziyaret ediyorsunuz. Arsemia Antik Kentine 15 dakikalık bir yürüyüş var. Giriş ücretsizdir.
👣 Arsemia Antik Kenti’nden sonra nemrut Dağına doğru hareket ediyorsunuz. Buradan Nemrut Dağı 15 km; yaklaşık 30 dakika sonra Nemrut Dağı’nın altındaki karşılama merkezine ulaşılıyor. Burada tuvalet, yeme içme ve bilet almak mola veriyorsunuz. Gün batımı izleyecekseniz üşüme ihtimalinize karşın bu istasyondan battaniye kiralayabilirsiniz.
👣Karşılama istasyonundan ayrıldıktan 1 km sonra Nemrut Dağı’nın eteğine kadar araçla devam ediyorsunuz. Araçtan indikten sonra Nemrut Dağı’na yani Tümülüsün olduğu ziyaret yeri olan zirveye uzun bir yürüyüş sizi bekliyor. Dinlenerek yarım saatte zirvedeki teraslara ulaşabilirsiniz.
👣Tümülüsün iki tane, Doğu ve Batı, terası var. Doğu terasına gitmek için sağdaki merdivenleri; batı terasına gitmek için soldaki merdivenleri takip edin. Aslında değişen çok bir şey yok; hangisinden giderseniz gidin iki terası da göreceksiniz.
👣Genelde sağdaki merdivenlerden çıkılır, doğu terası ilk olarak ziyaret edilir . Oradan batıya geçilir ver oradaki merdivenlerden geri dönülür.
👣 Tahtadan yapılmış bir merdiven sizi Doğu Terasına ulaştırır. Artık Nemrut Dağı’ndasınız! Gezmeye başlayabilirsiniz. Yukarıya varır varmaz göreceğiniz ilk manzara, yüksekte kurulmuş tahtlarında yan yana oturan beş devasa heykel ve önlerinde yatan kopuk başlarıdır.
👣Genelde sağdaki merdivenlerden çıkılır, doğu terası ilk olarak ziyaret edilir. Oradan batıya geçilir ver oradaki merdivenlerden geri dönülür. Siz günün saatine ve keyfinize göre tersinden de yapabilirsiniz. Detaylar için okumaya devam edin.
📍 Nemrut Dağında Gezilecek Yerler
1. Kral Antiochos’un Tümülüsü | 5. Cendere Köprüsü |
2. Doğu Terasında Yer Alan Tanrı Heykelleri | 6. Arsemia Antik Kenti |
3. Batı Terasında Yer Alan Tanrı Heykelleri | 7. Karakuş Tümülüsü |
4. Aslanlı Horoskop |
1. Kral Antiochos’un Tümülüsü
Yığma tepenin (Tümülüsün) altında, kayaya oyulmuş bir mezar odası içinde Kral Antiochos’un bedeni bulunmaktadır. Mezar odasının üzeri 50 metre yüksekliğinde kırma taş ile örtülmüştür. Tümülüsün alanı 150 metre çapındadır.

Tümülüsün çevresinde bir tur atarak bütün terasları ve buradaki heykelleri görebiliyorsunuz. Tümülüsün bulunduğu tepenin dört tarafındaki kayalar oyularak teraslar oluşturulmuş.

Doğu ve Batı Terası ana teraslar olarak düşünülmüş ve günümüzdeki heykeller ve kopmuş başları bu teraslarda yer almaktadır. Her iki terasta da yan yana sıralanmış heykeller tümülüse arkaları dönük ve yüzleri dağın önündeki geniş vadideki sonsuzluğa bakar durumdadır.

Depremden hasar görmeden önce, koltukta oturur durumdaki heykellerin orijinal gövdeleri 8-10 metre yüksekliktedir. Günümüzde, deprem sonrası kopan 3 metre uzunluğuna varan heykel kafaları gövdelerinin önünde düzeltilmiş bir şekilde durmaktadır.

Güney terası kaydığı için bugün görülmüyor. Nemrut Dağının eteklerinde tapınağa çıkan iki tane ayin merdiveni vardı. Güneydeki alay yolu Kommagene soyluları içindi ve Batı Terası’nda son bulurdu. Kuzeydeki patika halk içindi ve Kuzey Terası’na ulaşıyordu. Halk, kuzey terastaki meydanda tanrıların huzuruna çıkmadan önce son hazırlıklarını yapardı.

Batı ve doğu teraslarını birbirine bağlayan steller dizilmiş 100 metre uzunluğundaki tören yolunda ziyaretçiler, kortej halinde ilerleyerek Doğu Terası’ndan Batı Terası’na ulaşıyorlardı.
Antiochos’un varisleri için hazırlattığı bu stellerde kabartmalar dışında yazıtlara rastlanmamıştır. Stellerin birçoğu günümüze kadar ulaşmıştır; bunların en önemli şüphesiz bugün batı terasında bulunan “Aslanlı Horoskop”tur.
Nemrut Dağı tepesindeki tanrı heykellerinin arasına, Kommagene kralı l. Antiochos’un kendi heykelini koydurmasının sebebi kralın kendine tanrısal özellikler atfedip kendini tanrı gibi göstermek istemesidir.
Anthiochos, babası l. Mithradates’in başlattığı ve hayal ettiği, Doğu ve Batı kültürlerini birleştirmeyi başarsa da kendisinin ölümünden sonra geriye bıraktığı görevler ve vasiyet varisleri tarafından kısa bir süre uygulandıktan sonra terkedildi.
Antiochos’un ölümünden sonra fikirleri unutuldu; onun yaratmayı düşündüğü din de kendisiyle birlikte öldü. Her şeye rağmen Nemrut Dağı’na yaptırdığı heykeller sayesinde kendinden yüzyıllar boyu bahsettirmeyi başardı.
Kral Antiochos’un Vasiyeti

Kral Antiochos’un Zeus heykelinin ardına yazdırdığı kutsal kanunlar bir vasiyet niteliğindedir. Vasiyetinde, törenlerin çok anlamlı geçmesi için kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını, gelenlere müzik gösterisi yapılmasını ve rahiplerin ziyaretçilere şaraplar sunmalarını emretti.
Yazıtta, kendinden sonra gelecek krallara tapınağın bakımı ve ayinleri devam ettirmeleri için görevlendiriyor, ibadet için gelenleri övüp, tapınağa kötü niyetle gelenlere beddua ediyordu.
Antiochos’un bütün bu titizliğine rağmen vasiyetinde yazılanları, ardıllarından lV. Antiochos’tan sonra kimse yerine getirmedi.
Nomos: Antiochos’un Kutsal Kanunları

Zeus heykelinin arkasındaki kült yazısında Antiochos’un kutsal kanunları ve vasiyetnamesi yazılıdır. Antiochos insanları yönlendirmek amacıyla Nomos’u yani kutsal kanunları yazdırmıştır. Sadece Nemrut Dağında değil, Kommagene sınırlarındaki bütün tapınaklara kutsal kanunlar kazınmıştır.
Antiochos, kutsal kanunlarda “Bu kanunlar tanrılar tarafından belirlenip benim aracılığımla çıkmaktadır” demektedir. Antiochos herkesi bu kanunlara uymasını ve gelecek nesillere devam ettirmeleri gerektiğini belirtmektedir.
2. Doğu Terasında Yer Alan Tanrı Heykelleri

Doğu terası, diğer teraslara göre Kommagene topraklarında güneşin doğuşunun ilk görüldüğü yer olduğu için daha önemlidir.
Doğu terası; tanrılar galerisi, atalar galerisi ve bir sunaktan oluşmaktadır. Tanrılar galerisindeki 8-10 metre yüksekliğindeki tanrı heykelleri anıt mezara sırtını dönmüş bir şekilde sıralanmıştır:
Nemrut Dağında, Yunan ve Pers isimleriyle birlikte bahsedilen tanrıların soldan sağa sıralanışı şöyle:
- Apollon / Mithras / Helios / Hermes
- Tanrıça Kommagene
- Zeus / Oromasdes
- Tanrı-Kral l. Antiochos
- Artagnes / Herakles / Ares
- Antiochos Heykeli: Tanrılar galerisinde bulunan beş heykelden biri olan Kral Antiochos, güney uçta ilk sırada yer almaktadır. Kendisini tanrılarla aynı sınıfta göstermek isteyen Antiochos heykelini tanrılar arasındaki sıralamaya dahil etmiş.
- Heykel Kommagene-Fortuna Latince’de şans, uğur, bereket anlamını taşır
- Heykel Zeus-Oromasdes: Heykeller arasında en uzun olan Tanrılar Tanrısı Kronos’un oğlu, baş tanrı ve gökler hakimidir.

4.Heykel Apollon-Mithras, Anadolu mitolojisinde baş tanrı Zeus’un oğlu olup ışık ve Güneş Tanrısıdır.
5. Herakles: Kuvvet ve kudretin sembolü olan Herakles Anadolu’da Herkül adıyla anılan Tanrıdır.

Nemrud Dağı tanrıların evi olarak gösterilmek istendiği için, tanrı heykelleri alışılmışın aksine, ayakta değil, tahtlarında oturur şekilde anıtlaştırılmıştır. Antiochos, bundan ”Burada göksel tahtlar kuruludur” diye bahsetmiştir.
Kireç taşından yapılmış heykellerin boyları orijinalinde 8 – 10 metre olup dağ başındaki sert havadan ve güneş ışığına maruz kalmasından dolayı düz ve kaygan yapısını kaybetmiştir. Buradan yola çıkarak heykellerin ilk yapıldıkları haldeki harika görünüşlerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Ayrıca, iki teras arasındaki heykellerde üslüb ve işçilik farklılıkları gözlendiği için farklı mimarlar tarafından yapıldığı düşünülmektedir.
Doğu terasındaki heykellerin karşısındaki basamaklı platform restore edilmiş bir ateş sunağıdır.
Heykelleri arkanıza alıp baktığınızda, sağda ve solda günümüze kadar ulaşmış stellerin oluşturduğu uzun bir kaide sırası vardır. Stellerin her birinde Antiochos’un atalarının tasviri yapılmıştır.
Soldaki sırada, Krallar Kralı Darius l.’in lideri olduğu Pers atalara, sağdaysa Büyük İskender’in hükmettiği Yunan atalara yer verilmiştir.
3. Nemrut Tümülüsü Batı Terasında Yer Alan Tanrı Heykelleri

Harika bir gün batımı izlenebilen, batı terasındaki tanrılar galerisindeki heykel sıralaması ve heykellerin arkasındaki kült yazısı bazı detaylar dışında, doğu terası ile aynıdır.
Batıda, doğu terasından farklı olarak, tanrılar galerisinin kuzey ucunda, dördünde Kral Antiochos’un tanrılarla selamlaşması, diğerinde aslan figürü bulunan, kumtaşından yapılmış beş kabartma (rölyef) bulunmaktadır. Buradaki Aslan horoskop olarak bilinen kabartma çok ilgi çekicidir. 25.000 yılda bir meydana gelen astrolojik bir olayın sembolize edilmiş hali göstermektedir.
4. Aslanlı Horoskop
Nemrut dağın’ını batı terasında bulunan Aslanlı Horoskop buradaki devasa heykeller kadar ilgi çekmektedir. Aslanlı Horoskop bilinen en eski horoskoptur. Dünyanın ilk astroloji haritasıdır.
Merkür, Mars, Jüpiter ve Ay’ın konumlarını belli eden 3 boyutlu bir haritadır. bu haritada gösterilmiştir. M.Ö 109 yılının 14 Temmuzu saat 19.37 yi gösteren bir haritadır. Bu tarihin de I. Antiochos’un babası Mitridates’in krallık tacını giydiği zamanı göstermektedir.

Aslanlı Horoskop’un özellikleri:
- Aslanlı Horoskop 1.75 x 2.40 metre boyunda ve 0.47 kalınlığında bir taş kabartmadır.
- Sağa doğru yürümekte olan bir aslanı betimler.
- Aslanın gövdesinde 19 yıldız vardır. Her yıldız sivri uçlu sekiz ışından oluşur.
- Konumlarındaki küçük değişiklikler dışında, bu yıldızlar Eratostenes’in Ephemeris’inde tasvir ettiği Aslan Konstelasyonu’nu temsil eder.
- Aslanın boynunda, yeni ayın sembolü hilal vardır.
- Hilalin hemen üstünde Regulus (Kral) yıldızı parlar.
- İnsanlık tarihi boyunca Regulus yıldızı krallarla özdeşleştirilmiştir.
- Kopernik “Rex”e ithafen bu yıldıza Regulus adını vermiştir ki bu Ptolemeus’un “Basileos”u ile aynıdır.
- Aynı yıldız antik Akad’da Amil-gal-ur (Gökkubbenin Kralı); Babil’de Sharu (Kral) ve antik Pers’te dört kraliyet yıldızının lideri kabul edilmiş ve Miyan (Merkez) adını almıştır.
- Aslanın üstünde de her biri 16 ışından oluşan üç adet yıldız görülür. Bunlar yıldız değil gezegendir.
- Soldan sağa: Mars, Merkür ve Jüpiter. Her birinin üst kısmına Yunanca isimleri kazınmıştır.
- Aslanlı Horoskop adı geçen göksel cisimlerin bir anlık konumlarını tasvir etmektedir.
5. Cendere Köprüsü

Cendere Köprüsü, Adıyaman’a 55 km mesafede, Kahta ve Sincik’i birbirine bağlayan Eskikale olarak bilinen bölgede yer almaktadır. Köprü, Kahta Çayı’nın bir kolu olan Cendere Çayı’nın daraldığı yerde iki ana kaya üzerine tek kemerli olarak inşa edilmiştir; dünyanın hâlen kullanılmakta olan en eski köprülerinden biri olarak anılmaktadır.

Cendere Köprüsü, Romalıların yaptığı 2. en geniş kemerli köprüdür. 120 m uzunluğunda ve 7 m genişliğindedir. Köprünün üstünde yazan Latince bir yazıtta, Roma İmparatoru Septimius Severus’un (193-211), köprüyü karısı ve oğulları adına yaptırdığından bahsetmektedir.

İlkinde, köprünün her iki ucuna, 4 korint sütun dikilmiştir. Köprünün Kahta’ya bakan taraftaki iki sütunu Septimius Severus’a ve eşine; Sincik tarafındaki diğer ikisi ise oğullarına adanmıştır. Günümüze sadece bir tane görünmektedir. Septimus Severus’un oğullarından Geta için dikilen sütun, onu öldüren ve kardeşine ait her şeyi yok etmek isteyen Caracalla tarafından kaldırılmıştır.

Köprü 1997’de onarılmıştır. Köprünün üzerinden beş ton ağırlığa kadar olan taşıtların geçmesine izin veriliyordu. Yeni köprünün yapılmasıyla araç geçişi tamamen yasaklanmıştır. Günümüzde 500 metre doğusuna yapılan yeni köprü üzerinde geçişler sağlanmaktadır.
6. Arsemia Antik Şehri

Kommagene Krallığı’nın başkenti Arsameia bugünkü adı Kocahisar olan eski Kahta Köyü’nde Adıyaman’a 60 km uzaklıkta bulunmaktadır. Arsameia’da bulunan Grekçe bir yazıt, I. Antiokhos’un babasının burada gömülü olduğu, kendisine ve atalarına nasıl törenler yapılması gerektiğini bildiriyor.
Kral I. Antiochos kitabelerinden anlaşıldığına göre, Arsameia Antik Şehri, M.Ö. 2. yy’ın başlarında Kommageneli’lerin atası Arsemez tarafından, eski Kahta kalesinin karşısında krallığın yazlık başkenti olarak kurulmuştur.
Antik şehirde günümüze kadar gelebilmiş en önemli kalıntı Antiochos ile Herakles’in tokalaştığı 10 ton ağırlığındaki ilgi çekici kabartmadır. Bu kabartmada Kral Antiochos sivri uçlu kral tacı, Herkül ise sopası ve sakalı ile gösterilmektedir.

Antiochos kendini tanrılarla eşit görmüştür. Buradaki kabartmada, kendini yarı tanrı olan Herkül ile aynı boyda; hatta kafasındaki külah ile biraz daha büyük resmettirmiştir. Ayrıca, Herkül’ü çıplak resmettirip fakir gösterirken, kendisini de güç ve zenginlik göstergesi olarak pelerin ile resmettirmiştir. Kendini Herkülden yüksek göstermek istemiştir. Tokalaşırken kendini üstün göstermiş ve egosunu belli etmiştir.
Ayrıca, Bu tokalaşmada doğuyla (Antiochos Pers) batı (Grek, Herakles) temsil edilip iki tarafı birleştirme hayalini sembolize etmektedir.
Arsemia’daki diğer önemli olan yapı ise kabartmanın önünde bulunan duvara kazınmış yazıttır. Bu yazıt Anadolu’nun taşa yazılmış en büyük Grekçe yazıtıdır. Duvardaki bu hitabede Antiochos atalarını övüyor, onlara saygı duyulması gerektiğini söylüyor.
Bu yazıtın olduğu duvarın yanındaki 158 metre uzunluğundaki tünel gizli bir geçit olarak kullanılmıştır. Tünel sayesinde Nypa Irmağına iniliyor ve ırmağın karşı tarafına geçiliyordu. Ayrıca şehrin batı kısmında böyle bir dehliz daha bulunmaktadır.
Güneydeki tören yolu üzerinde Mitras’ın kabartma steli duruyor. Tepe üzerinde yer alan platformda Kral Mithridathes Callinichos’un sarayı ve mezar tapınağı bulunmaktadır.
7. Karakuş Tümülüsü (Bayanlar Tümülüsü)

Karakuş Tepesindeki tümülüs, Nemrut Dağı’na gidenlerin ilk durduğu ziyaret yeridir. Nemrut Dağı Milli Park’ının başlangıç noktasıdır. Tümülüsün etrafında dikili sütunların birinin üzerinde duran 2.54 cm yüksekliğindeki Kartal heykelinden dolayı tümülüse Karakuş adı verilmiştir.
Burada Kommagene’lilerin kraliçelerine ait Anıt Mezarları yer almaktadır. Kommagene Kralllığı’nın soylu kadınlarının gömülü olduğundan dolayı buraya kadınlar tümülüsü de denilmektedir.
İ.Ö.36 -38 lerde Anıt mezar olarak inşa edilen Karakuş Tepesi aynı zamanda Kommagene’liler için önemli (TEMENOS) bir Kutsal alandır.
Tümülüsü, Kral Antiochos Theos’un yerine geçen oğlu II.Mithradates annesi İSİAS için bu anıt mezarı inşa etmiştir. Daha sonraları Krallığın önde gelen diğer kadınları da buraya defnedilmiştir.

Karakuş anıt mezarında dört Kommagene kraliçesi yatmaktadır. Dünyanın en güzel kadını dediği annesi İsias için inşa ettiği anıt mezara pers prensleri ile evli olan kız kardeşleri Laodike, Antiochis ve Antiochis’in kızı Aka buradaki mezarda yatmaktadır.
Trafiğin yoğun olduğu böyle bir güzergâhın kadınların anıtsal kült merkezi durumuna getirilmesi, kadınlara verilen önem veya sevgi ve saygıdan kaynaklanmaktadır.

Anıt mezarının etrafındaki beş sütundan biri tahrip olmuş, dört sütun günümüze kadar ulaşmıştır. İlk dikildiklerinde, sütunların üzerlerinde hayvan heykelleri bulunmaktaydı.

Bu heykellerden Kartal göksel gücü, Aslan ve Boğa yerdeki gücü temsil etmektedir. Batıdaki sütun üzerinde Mithradates ve güneş tanrısı Apollon’un tokalaşma steli yer almaktadır. Kuzeydeki sütünün üzerindeki aslan son zamanlarda hırsızlar tarafından koparılmış, 30 metre ileriye, taşıyamadıkları için bırakılmıştır. Aslan heykeli oldukça yıpranmış durumdadır.
1968 yılında, Amerikalı Theresa Goel tümülüsteki mezar odasına ulaşma denemelerinde bulunsa da zamanın Kahta kaymakamı tarafından, bilime uygun olmadığı gerekçesi ile durdurulmuştur.
Karakuş Tümülüsünün yapıldığı alan Ankar Dağları‘nın doruğundaki Antiochos Tümülüsünü çok net görmektedir. Havzanın girişine hakim bir noktaya kadınlar anıt Tümülüs’ü tesis edilmiştir.
Bu mevki önemli bir ulaşım güzergahı üstünde yer almaktadır. Nymphea (Kahta çayı) ve Chabinas çayı (Cendere deresi) havzalarını çok iyi gören bir manzarası vardır.
1882’de Nemrut Dağı keşfine gelen Karl Humann, ilk olarak ekibiyle bu Tümülüsün eteklerine çadırını kurmuştur.
Nemrut Dağı Milli Parkında Flora ve Fauna
Arsemia’dan sonra milli park içinde yerlilerin dağ keçisi dediği dağ ceylanlarına rastlanır; avlanmaları yasaktır. Tavşan ve keklik görülen diğer hayvanlardandır.
Milli Park sınırlarında 1800 metreden sonra ağaç yetişmiyor. Meşe palamutu ve menengiç sık görülen bitkilerdendir.
Kommagene Krallığı

Antik dünyanın küçük ama güçlü bir krallığı olan Kammagene, Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelmektedir. Pers ve Yunan uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallık haline gelmiştir.
Toros Dağlarındaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığının sınırları: Suriye’nin Kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’nin çevrelediği verimli toprakları kapsamaktadır.

Kommagene toprakları, tarım ve hayvancılığa elverişli; ekonomik değeri yüksek sedir ormanlarına sahipti. Zenginliği de buradan geliyordu.
Kommagene Krallığı M.Ö, 109’da Mithradates Kallinikos tarafından kurulmuş bağımsız bir krallıktır. Mithradates, baba tarafı Pers krallarından Darius’a ile, anne tarafı Makedonya Kralı Büyük İskender’e akraba olan bir prensin oğludur.
Konusunda büyük başarı sağlayan Mithradates Kallinikos, hem tanrılarla olan bağını kuvvetlendirmek hem de farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip olan Kommageneliler arasındaki birliği ve barışı sağlamlaştırmak için ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmış.
Nemrut Dağının Keşfi ve Kazılarının Başlaması

Nemrut Dağı’nın keşfi Osmanlı’nın Almanlarla birlikte inşa ettiği Anadolu-Bağdat Demiryolu yapımı sırasında olmuştur. Alman mühendis Karl Sester’in Malatya’lı köylülerden haber alıp, onlarla birlikte çıktığı Nemrut Dağı’nın zirvesindeki dev heykeller görünçe şaşkın kalmıştır.
Sester, Berlin’deki Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi’ne gönderdiği mektupta gördüklerini heyecanla anlatmasının ardından Profesör Otto Puchstein, Nemrut Dağına gelmiş ve Kommagene Uygarlığı’nı gün ışığına çıkmıştı.
Kommage Krallığı’nın sonunu getiren Roma savaşları

Romalılar batı Anadolu’ya girdiklerinde Bergama’dan sonra Bythinia, Pisidia, Galatia ve Cappadocia gibi Küçük Asya krallıklarını birer birer hakimiyeti altına almışlardır.
Aynı zamanda Partlar da doğudan Kommagene sınırlarına baskı yapıyordu. Kommagene’nin başkenti Samosata İ.Ö. 69’da kuşatıldı. Ancak savaş esnasından hiç beklenilmeyen bir şey oldu.
Kommagene dışında daha önce rastlanılmamış gizli silah Romalı askerlere büyük korku yarattı. Bu sayede Samosata düşmedi, Roma ordusu geri çekildi.
Bu olaydan, Romanın ünlü tarihçisi Plinius “Onun vurduğu asker silahıyla beraber yanıyordu” diye bahsetmiştir.
Doğudan gelen Partlar ve Batıdan gelen Roma ordusu arasında sıkışıp kalan Kommagene daha fazla direnemedi ve Roma’ya teslim oldular.
Roma için stratejik bir önemi olan Kommagene Krallığı, Romanın doğuya genişlemesi açısından önemliydi. Kommagene’nin alınmasıyla Küçük Asya artık tamamen Roma’nın hakimiyeti altına girdi.
Günaydın Fatih Karcı kardeşim,
Kommagene uygarlığı 250 yıllık hakimiyeti süresince savaşmış (Romalılar la çok kısa bir kuşatmadan sonra olay savaşa dönüşmeden anlaşma ile son bulmuştur)
Kommagene nın son kralı 4.Antiochos; savaşmadan Kommagene nın bütün kalemlerinin ve gazilerin anahtarını Romalılara teslim etmiş ve Romalılar tarafından Kilikya ya kral olarak atanmıştır.. Ülkesini tahripten, halkını katliamlar dan kurtarmıştır böyle yapmakla..